Ankara Kent
Konseyi (AKK) tarafından küresel ölçekte su sorununun masaya yatırıldığı “Suya
Saygı Buluşmaları”nın üçüncüsünü düzenlendi. “Suyun Dünü, Bugünü ve Geleceği”
başlığıyla düzenlenen panelde akademisyenler ile tüm paydaşlar bir araya geldi.
AKK Yürütme Kurulu Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, “Su hayattır, su nefestir.
Kaynaklarımızı verimli kullanmalıyız, korumalıyız ve farkındalık
oluşturmalıyız” dedi.
Ankara Kent Konseyi (AKK) Başkent’te suyun
verimli kullanılması için toplumsal farkındalık ve bilgilendirme çalışmalarına aralıksız
devam ediyor.
AKK Çevre ve İklim Meclisi ile Halk Sağlığı ve Kırsal
Kalkınma Çalışma Grupları iş birliği ile düzenlenen “Suya Saygı Buluşmaları”nın üçüncüsünde “Suyun Dünü, Bugünü ve Geleceği” başlığı masaya yatırıldı.
Gençlik Parkı
Kabul Salonu'nda düzenlenen panele; AKK Yürütme Kurulu Başkanı Halil İbrahim
Yılmaz, AKK Çevre ve İklim Meclisi Sözcüsü Ömer Şan, ASKİ Baraj İşletme ve
Makine İkmal Daire Başkanı İlker Arslan, ASKİ Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem Dairesinden Dr. Hayrettin Onur Bektaş, ASKİ Planlama Koordinasyon ve Dış İlişkiler
Daire Başkanlığı Planlama Şube Müdürü Ahmet Aladağ, Ankara Üniversitesi Ziraat
Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Prof. Dr. Nilgül Karadeniz, Gazi Üniversitesi
Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Prof. Dr. Nilgün Görer Tamer
ile bürokrat ve çok sayıda akademisyen katıldı.
AKK
BAŞKANI YILMAZ: “SU HAYATTIR, SU NEFESTİR”
Tüm paydaşları suyun önemi konusunda
duyarlı olmaya çağıran AKK Yürütme Kurulu Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, şöyle
konuştu:
“Türkler bazen
konuları ‘sudan işler’ diye düşünüp pas geçer ama aynı Türkler de suyun
olmadığı hiçbir yere göç etmedi, çadır kurmadı. Ankara Kent Konseyi benim için
bir okul, Suya Saygı Buluşmaları ise okuldan öte hayatımı değiştirdi. EKO İKLİM
Zirvesi fikrinin başlama heyecanı da bu buluşmaların ilkinde gerçekleşti. Su hayattır, su nefestir. Kaynaklarımızı verimli
kullanmalıyız, korumalıyız ve farkındalık oluşturmalıyız.”
“YEŞİL
DÖNÜŞÜM YAKALANMALI”
Mevcut su kaynaklarının
korunması ve gelecek nesillere sağlıklı bir dünya bırakılması için
çalıştıklarını vurgulayan Yılmaz, “Bugün ticaret dünyasının da
harekete geçtiği bir konudan bahsediyoruz. AB ülkeleri sınırda karbon vergisi
üzerinden bize rest çekiyor. Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı
Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ile yaptığımız sohbette bunun üretim şeklinin
değiştirilmesi için atılan bir adım olduğunu söyledi. Burada oluşacak ekonomiye
AB ülkelerinin ihtiyacı yok. Bizde Batı’dan gelen her konuya direnme var.
Üretime dikkat etmeli, karbon sıfır olarak üreterek bir marka olmalıyız. 12
TL’ye ürettiğimiz tişörtle üretimin merkezi olmamızın bir önemi yok. Sanayi
devrimini kaçıran bu toplum yeşil dönüşümü yakalayabilir. Artık önemli
markaların vitrinlerinde geri dönüşümsüz ürünler yer bulmuyor”
dedi.
“ÇEVRE
VE İKLİM KONULARINDA ÖNCE BAŞKENT”
Konuşmasında, “Tarihi anlarda kırılmanın yeri olan
Başkent Ankara, çevre ve iklim konularında da öncü oluyor” diyen Yılmaz,
1971’de oluşturulan Greenpeace’den önce Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa
Kemal Atatürk’ün 1937’de çevre, iklim ve sürdürülebilirlik için geri dönüşüm
alanı kurduğunu ve bu konuda tüm dünyaya örnek olduğunu ifade etti.
“1500’lü
yıllarda Kanunname ile çevre bilinci oluşturan ya da 95 yaşında Anadolu’da
yaşayan teyzelerin ağaç diktiği bir medeniyetin sahibiyiz” diyerek, iklim
ve su konularının önemli ilgi alanları olacağını vurgulayan AKK Başkanı Yılmaz,
“Kutuplaşma yok, suçlu yok. Dedikodunun
ortasına düşmüyorsunuz. Çevre ve iklim konularında öğrenci olarak hayatıma
devam edeceğimi ve elimden gelen katkıyı sunacağımı belirtiyorum” dedi.
BAŞKENT’TE SU KAYNAKLARININ GELECEĞİ
Barajlardaki su seviyesinin bu yıl geçen yılın aynı dönemine göre 3 kat arttığını ancak daha az su ile daha fazla üretim kabiliyetinin artırılması gerektiğini ifade eden ASKİ Baraj İşletme ve Makine İkmal Daire Başkanı İlker Arslan da şu değerlendirmelerde bulundu:
“Suyun
daha verimli kullanılması konusunda örnek ülkeler var. Bu yönde inşallah büyük
faaliyetler göstereceğiz. Tarımsal faaliyetlerin diğer sektörler kadar ön
planda olması ileri teknolojiyi de kullanarak elbette ki bu anlamda bize fayda
sağlayacaktır. İçme suyu anlamında da bizim üzerimizdeki en büyük yüklerden
biri de suyumuzun miktarı ve kalitesi. Suyun dünü, bugünü ve yarınına
baktığımızda dünden ne devraldık, ne kadar koruyabildik ve geleceğe ne kadarını
bırakabileceğimiz hep bir sır işareti. Doğal dere yataklarını bozduk, havzanın
yapısı bozduk. Bu suyun miktarını ve kalitesini de azalttı. Bu eylem planlarıyla
birlikte yapılan bu yanlışları en aza indirmeyi hedefliyoruz. Geleceğimiz olan
çocuklarımıza daha iyilerini bırakmamız gerekiyor. Bu tür toplantılar bu açıdan
çok önemli. Bu farkındalık ve bilinçlendirme toplantılarının artırılmasını
diliyoruz.”
Toplantıda ASKİ
Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem Daire Başkanlığından Dr. Hayrettin Onur Bektaş, Ankara’nın
tarihi su kaynakları ve tesisleri hakkında sunum yaparken, ASKİ Genel Müdürlüğü
Koordinasyon ve Dış İlişkiler Daire Başkanlığı Planlama Şube Müdürü Ahmet
Aladağ da Ankara İli İçme suyu, Atık su ve Yağmursuyu Yönetim Master Planı
hakkında şu açıklamalarda bulundu:
“Master
plan çalışmamız 5 ana kısımdan oluşan entegre ve detaylı bir master plan
çalışması. Ne kadar su talebimiz var? Bunu karşılama konusunda neredeyiz 2054 açısından?.
Ciddi görünen konular var en başında da iklim değişikliği ve kuraklık geliyor.
Bu en büyük dezavantajımız. Temel su talebine tüm bu gelişmelerin getirdiği ve
getireceği etkiler konusunda neler yapılabilir hepsini irdeliyor ve
inceliyoruz.”
Başkent’in su kaynaklarının geleceğinin
masaya yatırıldığı toplantıda konuşan AKK Çevre ve İklim Meclisi Sözcüsü Ömer
Şen ise “Su varlığın temelindedir. Doğa kendi
başına oluştu sonra insan kendini var etti ama su doğayı var edendir. Su
ekosistemin ana unsurudur. Suyla ilgili sonuç bildirgemiz olacak” dedi.